Ankara Kira Avukatı

Kira hukuku anlaşmazlıkları, hem kiracılar hem de ev sahipleri için karmaşık ve zorlu süreçler içerebilir. Bu tür durumlarda, uzman bir Ankara Kira Avukatı ile çalışmak, haklarınızın korunmasını ve yasal süreçlerin doğru şekilde yönetilmesini sağlar. Kira hukuku; Türk Borçlar Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve çeşitli yönetmeliklerle düzenlenen, özel uzmanlık gerektiren bir alandır. Başkent Ankara’da faaliyet gösteren tecrübeli bir kira avukatı, bölgeye özgü kira uygulamalarına ve yerel mahkemelerin işleyişine hakim olarak, hukuki süreçlerinizi daha etkin yönetmenize yardımcı olur.

Ankara Kira Avukatı, kira sözleşmelerinin hazırlanması ve incelenmesinden, kira artış oranlarının hesaplanmasına, tahliye davalarından kira alacak davalarına kadar geniş bir yelpazede hukuki destek sunar. Ev sahipleri için kira gelirlerinin güvence altına alınması, kiracılar için ise adil koşullarda barınma hakkının korunması, kira avukatının temel görevleri arasındadır. Bu yazıda, Ankara kira avukatlığı hizmetleri, kira hukukuna dair temel bilgiler, sık karşılaşılan anlaşmazlıklar ve çözüm yolları hakkında kapsamlı bilgiler bulacaksınız.

Önemli Bilgi: Kira anlaşmazlıklarında erken aşamada hukuki destek almak, sorunların büyümeden çözülmesini sağlar. Kira sözleşmelerinin profesyonel olarak hazırlanması veya incelenmesi, ileride karşılaşılabilecek birçok anlaşmazlığı önler. Özellikle ticari kira sözleşmelerinde, uzun vadeli hukuki ve ekonomik etkileri göz önünde bulundurarak, uzman bir avukatla çalışmak büyük önem taşır.

Ankara Kira Avukat Hizmetleri

Kira Sözleşmesi Hazırlama ve İnceleme

Kira ilişkisinin temelini oluşturan kira sözleşmesi, tarafların hak ve yükümlülüklerini belirleyen en önemli belgedir. Ankara Kira Avukatı, hem kiracılar hem de mal sahipleri için ihtiyaçlara uygun, hukuki koruma sağlayan ve potansiyel anlaşmazlıkları önleyen detaylı kira sözleşmeleri hazırlar. Konut kiraları için sözleşme hazırlanırken kiracının oturum şartları, kira artış oranları, depozito koşulları ve fesih şartları gibi temel hususlar detaylı şekilde düzenlenir. Ticari kira sözleşmelerinde ise işletme türüne özgü koşullar, kira artış yöntemleri, tahliye şartları ve kiralananın kullanım amacı gibi özel hükümler dikkate alınır. Mevcut bir kira sözleşmesinin incelenmesi hizmetiyle, imzalanacak veya imzalanmış sözleşmedeki riskli maddeler, eksiklikler ve hukuki boşluklar tespit edilir. Böylece, ileride yaşanabilecek anlaşmazlıklar için önceden önlem alınması sağlanır.

Kira Tespit ve Kira Artış Davaları

Kira bedelinin belirlenmesi ve artış oranları, kira hukukunda en sık anlaşmazlık yaşanan konuların başında gelir. Ankara Kira Avukatı, kira tespit davalarında, rayiç kira bedelinin belirlenmesi için gerekli hukuki süreçleri yürütür. Bu süreçte, emsal kiraların araştırılması, taşınmazın özellikleri ve bölgesel faktörlerin değerlendirilmesi gibi işlemler gerçekleştirilir. Kira artış davalarında ise, yasal sınırları aşan artışlara itiraz edilmesi veya sözleşmede belirtilen artış oranının uygulanmasının sağlanması için hukuki destek verilir. Türk Borçlar Kanunu’nun 344. maddesi uyarınca, kira artış oranlarının sınırlandırılması, üretici fiyat endeksi (ÜFE) ve tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ortalamalarının aşılmaması gibi teknik konularda uzman desteği sunulur. Özellikle ticari kira sözleşmelerinde, artış oranlarının hesaplanması ve uygulanması konusunda yaşanan anlaşmazlıklar, uzman bir avukatın desteğiyle çözümlenir.

Tahliye Davaları

Tahliye davaları, gerek mal sahipleri gerekse kiracılar açısından önemli hukuki ve ekonomik sonuçlar doğurabilecek davalardır. Ankara Kira Avukatı, mal sahipleri için tahliye nedenleri ve koşullarının değerlendirilmesi, tahliye taleplerinin hazırlanması ve dava sürecinin yönetilmesi konularında uzman destek sunar. Kira bedelinin ödenmemesi, kiralananın sözleşmeye aykırı kullanımı, mal sahibinin veya yakınlarının ihtiyacı gibi tahliye nedenleri, her biri farklı hukuki süreçler gerektiren durumlardır. Kiracılar için ise, haksız tahliye taleplerine karşı savunma, kiracılık haklarının korunması ve gerektiğinde karşı dava açılması konularında hukuki danışmanlık sağlanır. Ankara iş ve yaşam alanlarının yoğunluğu göz önüne alındığında, bölgeye özgü tahliye uygulamaları konusunda yerel tecrübe, büyük önem taşır.

Tahliye davalarında süreçler, tahliye nedenine göre değişiklik gösterebilir. Örneğin, kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle açılan tahliye davalarında, iki haklı ihtar çekilmesi ve belirli sürelerin geçmesi gibi ön koşullar aranır. İhtiyaç nedeniyle tahliye davalarında ise, mal sahibinin gerçek ihtiyacının ispatlanması gerekir. Tüm bu karmaşık süreçlerde, Ankara kira avukatının yönlendirmesi, hem zaman hem de maddi kayıpların önlenmesini sağlar. Tahliye davalarının sonuçları, yalnızca barınma hakkını değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal hayatı da etkileyebileceğinden, profesyonel hukuki destek almak hayati önem taşır.

Kira Hukukunda Temel Kavramlar ve Davalar

Kira Hukukunun Temel Kaynakları ve İlkeleri

Aşağıdaki tablo, kira hukukunun temel kaynaklarını, bu kaynakların kapsadığı konuları ve her birinin kira ilişkisindeki önemini göstermektedir. Bu bilgiler, kira ilişkilerinin hangi yasal çerçevede düzenlendiğini anlamanıza yardımcı olacaktır.

Yasal Kaynak Kapsadığı Konular Kira İlişkisindeki Önemi
Türk Borçlar Kanunu Kira sözleşmesi, kiracı ve kiraya veren yükümlülükleri, kira artışları, tahliye nedenleri Kira ilişkilerini düzenleyen temel kanun, sözleşme özgürlüğünün sınırlarını belirler
Türk Medeni Kanunu Taşınmaz mülkiyeti, kat mülkiyeti, intifa hakkı Kiralanan taşınmazın niteliğine ve mülkiyet hakkına ilişkin temel düzenlemeleri içerir
Kat Mülkiyeti Kanunu Ortak alanların kullanımı, aidat ve giderler, yönetim planı Özellikle apartman dairelerinin kiralanmasında uyulması gereken kuralları belirler
İcra ve İflas Kanunu Kira alacaklarının tahsili, tahliye takibi, haciz işlemleri Kira bedelinin ödenmemesi veya tahliye durumunda uygulanacak icra prosedürlerini düzenler
6570 Sayılı Kanun’dan aktarılan hükümler Özellikle konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin özel düzenlemeler Kiracıyı koruyucu hükümler içerir, tahliye şartlarını sınırlandırır
Yargıtay İçtihatları Uygulama birliğini sağlayan emsal kararlar Kanunlarda açıkça düzenlenmeyen konulara ilişkin uygulamanın şekillenmesini sağlar

Kira hukukunun temel kaynaklarının bilinmesi, hem kiracı hem de kiraya veren için haklarını ve sorumluluklarını anlamada önemlidir. Bu konudaki detaylı bilgi, kira ilişkisinde yaşanabilecek anlaşmazlıkların önlenmesine yardımcı olur.

Sık Karşılaşılan Kira Davaları ve Çözüm Yolları

Aşağıdaki tablo, kira hukukunda sıkça karşılaşılan dava türlerini, bu davaların temel özelliklerini ve çözüm stratejilerini göstermektedir. Bu bilgiler, karşılaşabileceğiniz hukuki sorunları anlamanıza ve uygun çözüm yollarını değerlendirmenize yardımcı olacaktır.

Dava Türü Özellikler Çözüm Stratejileri
Kira Alacak Davası Ödenmemiş kira bedellerinin tahsili için açılan dava Ödeme belgelerinin saklanması, ihtarname gönderilmesi, yasal faiz talebinde bulunulması
Kira Tespit Davası Rayiç kira bedelinin mahkeme tarafından belirlenmesi talebi Emsal kira araştırması, bilirkişi incelemesi, bölgesel fiyat analizleri
Tahliye Davası (Haklı Sebeple) Kira bedelini ödememe, aykırı kullanım gibi sebeplerle tahliye talebi Haklı ihtarların usulüne uygun çekilmesi, delillerin toplanması
Tahliye Davası (İhtiyaç Nedeniyle) Mal sahibinin kendisi veya yakınları için ihtiyaç nedeniyle tahliye İhtiyacın gerçekliğinin ve samimiyetinin ispatlanması
Kiralananın Ayıplarına İlişkin Davalar Kiralananın kullanıma elverişsiz hale gelmesi, önemli ayıplar Ayıpların tespiti için delil tespiti, onarım masraflarının belgelenmesi
Kira Sözleşmesinin İptali Davası Sözleşmenin geçersizliğine yönelik iddialar Sözleşmenin geçersizlik nedenlerinin belgelenmesi, hata/hile ispatı
Kira Artış Oranına İtiraz Davası Aşırı ve haksız kira artışlarına karşı açılan dava TÜFE/ÜFE oranlarının kanıtlanması, emsal kiralama örnekleri sunulması
Kira Parasının Depozitodan Kesilmesine İtiraz Depozito iadesinde yaşanan anlaşmazlıklar Taşınmazın teslim edildiği haliyle iade edildiğinin ispatı, hasarın kiracıdan kaynaklanmadığının kanıtlanması

Her dava türü için izlenecek hukuki süreç ve savunma stratejileri değişiklik gösterir. Deneyimli bir kira avukatı, davanın özel koşullarını değerlendirerek en etkili çözüm yolunu belirleyecektir.

Kira hukukunda yaşanan anlaşmazlıklar, çoğu zaman taraflar arasındaki iletişim eksikliğinden veya sözleşme hükümlerinin yetersizliğinden kaynaklanır. Ankara Kira Avukatı, bu tür durumlarda öncelikle alternatif çözüm yollarını değerlendirir. Arabuluculuk ve müzakere gibi yöntemlerle, dava sürecine girmeden anlaşmazlığın çözülmesi, hem zaman hem de maliyet açısından avantaj sağlar. Ancak, uzlaşma sağlanamayan durumlarda, haklarınızın korunması için gerekli hukuki süreçleri başlatır ve yürütür. Kira alacaklarının tahsili için icra takibi başlatılması, tahliye kararının uygulanması için gerekli yasal işlemlerin yapılması gibi süreçler, Ankara kira avukatının uzmanlık alanına girer. Ankara’nın farklı bölgelerindeki kira uygulamaları ve mahkemelerin yaklaşımları hakkındaki bilgi birikimi, yerel tecrübe gerektiren bu süreçlerde büyük avantaj sağlar.

Kira Hukukunda Tarafların Hak ve Yükümlülükleri

Kira ilişkisinin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi, tarafların hak ve yükümlülüklerini doğru anlamasına ve yerine getirmesine bağlıdır. Ankara Kira Avukatı, müvekkillerine bu konuda kapsamlı bilgi sunarak, olası hukuki riskleri en aza indirgemelerine yardımcı olur. Kiracılar için en temel yükümlülük, kira bedelini zamanında ve tam olarak ödemektir. Buna ek olarak, kiralananı sözleşmeye uygun şekilde kullanmak, özenle korumak ve apartman yönetiminin kurallarına uymak da kiracıların sorumlulukları arasındadır. Mal sahipleri açısından ise, kiralananı kullanıma elverişli durumda teslim etmek ve kira süresi boyunca bu durumun devamını sağlamak temel yükümlülüklerdir.

Kiracının hakları arasında, kiralananı sözleşme süresince kesintisiz kullanma, kira süresinin bitiminde sözleşmenin yenilenmesini talep etme ve yasalarca belirlenmiş sınırları aşan kira artışlarına itiraz etme gibi haklar yer alır. Mal sahibinin hakları ise, kira bedelinin zamanında ödenmesini talep etme, kiralananın sözleşmeye uygun kullanılıp kullanılmadığını denetleme ve kanunda belirtilen şartlar oluştuğunda tahliye talebinde bulunma olarak özetlenebilir.

Kira sözleşmesinin feshi, Türk Borçlar Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiş bir konudur. Kiracı, belirsiz süreli kira sözleşmelerinde genel fesih bildirim sürelerine uyarak sözleşmeyi feshedebilir. Belirli süreli sözleşmelerde ise, sürenin bitimine kadar kira bedelini ödemekle yükümlüdür. Ancak, haklı bir fesih nedeni varsa veya sözleşmede özel bir fesih hükmü bulunuyorsa, kiracı belirli süreli sözleşmeyi de erken feshedebilir. Mal sahibi için fesih koşulları daha sınırlıdır ve özellikle konut ve çatılı işyeri kiralarında, kanunda belirtilen özel koşulların oluşması gerekir.

Kiralananın tamiri ve bakımı konusunda, tarafların yükümlülükleri ayrı ayrı belirlenmiştir. Küçük onarımlar genellikle kiracının, önemli ve yapısal onarımlar ise mal sahibinin sorumluluğundadır. Ancak, bu konudaki sınırlar her zaman net olmayabilir ve anlaşmazlıklara yol açabilir. Ankara Kira Avukatı, bu tür durumlarda taraflar arasında hakkaniyetli bir çözüm bulunması için arabuluculuk yapabilir veya gerektiğinde hukuki süreçleri başlatabilir.

Dikkat: Kira sözleşmesinde tarafların hak ve yükümlülüklerinin açıkça belirlenmesi, ileride yaşanabilecek anlaşmazlıkları önlemek için büyük önem taşır. Sözleşmenin hazırlanması aşamasında profesyonel hukuki destek almak, hem mal sahibi hem de kiracı için avantaj sağlar. Özellikle ticari kira sözleşmelerinde, işletmenin özel ihtiyaçlarına göre detaylı düzenlemeler yapılmalı ve olası risk faktörleri önceden değerlendirilmelidir.

Kira Sözleşmesi Hazırlarken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kira ilişkisinin temelini oluşturan kira sözleşmesi, tarafların haklarını korumak ve olası anlaşmazlıkları önlemek için özenle hazırlanmalıdır. Ankara Kira Avukatı, sözleşme hazırlık aşamasında her iki tarafın da menfaatlerini gözeterek, hukuki riskleri en aza indirgeyen bir metin oluşturur. Tarafların kimlik bilgilerinin eksiksiz olarak sözleşmede yer alması, kiralananın adres ve özelliklerinin detaylı şekilde belirtilmesi, kira bedelinin ve ödeme koşullarının (ödeme tarihi, ödeme yöntemi, gecikme faizi) net olarak ifade edilmesi temel hususlardır. Sözleşme süresi ve yenilenme koşulları, tarafları bağlayıcı nitelikte olduğundan, açık ve anlaşılır şekilde belirtilmelidir.

Kira artış oranlarının belirlenmesi, günümüz ekonomik koşullarında özellikle önem taşıyan bir konudur. Türk Borçlar Kanunu’nun 344. maddesi uyarınca, konut kiralarında bir önceki kira yılında TÜFE’deki on iki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek kaydıyla kira artışı yapılabilir. Ancak, ticari kira sözleşmelerinde taraflar, artış oranını serbestçe belirleyebilir. Bu farklılıklar, sözleşme hazırlanırken dikkate alınmalı ve yasal sınırlara uygun düzenlemeler yapılmalıdır.

Depozito miktarı ve iade koşulları, kiralananın nasıl kullanılacağı, alt kiraya verme yasağı veya izni, tahliye koşulları ve fesih bildirim süreleri gibi hususlar, potansiyel anlaşmazlık konuları olduğundan, sözleşmede detaylı şekilde düzenlenmelidir. Özellikle ticari kira sözleşmelerinde, işletmenin özel ihtiyaçlarına göre ek hükümler (reklam asma hakkı, tadilat izinleri, kullanım amaç değişikliği gibi) eklenebilir.

Ankara gibi büyük bir şehirde, farklı bölgelerde farklı kira uygulamaları söz konusu olabilir. Örneğin, Kızılay ve Çankaya gibi merkezi iş alanlarındaki ticari kira sözleşmeleri ile Keçiören veya Mamak gibi daha çok konut ağırlıklı bölgelerdeki kira sözleşmeleri, içerik ve koşullar açısından farklılık gösterebilir. Ankara Kira Avukatı, bölgesel özellikleri ve uygulamaları göz önünde bulundurarak, her duruma özgü en uygun sözleşmeyi hazırlar. Yerel mahkemelerin ve Yargıtay’ın kira konularındaki içtihatlarını takip ederek, güncel hukuki gelişmelere uygun sözleşmeler oluşturur. Bu şekilde, hem kiracı hem de mal sahibi için hukuki güvence sağlanmış olur.

Tahliye Sebepleri ve Tahliye Davası Süreci

Tahliye davası, kiraya veren tarafından kiracının kiralanan taşınmazdan çıkarılması için açılan davadır. Bu süreç, hem kiraya veren hem de kiracı için önemli hukuki sonuçlar doğurur. Ankara Kira Avukatı, tahliye davalarında her iki taraf için de gerekli hukuki desteği sunarak, adil ve yasalara uygun bir süreç yürütülmesini sağlar. Tahliye davalarında uygulanacak hukuki prosedür ve mahkeme süreci, tahliye sebebine göre farklılık gösterir.

Aşağıdaki tablo, yasal tahliye sebeplerini, bu sebeplere dayalı tahliye davalarının özelliklerini ve dikkat edilmesi gereken hususları göstermektedir. Bu bilgiler, tahliye davalarının hukuki çerçevesini anlamanıza yardımcı olacaktır.

Tahliye Sebebi Yasal Dayanak Özellikler ve Dikkat Edilecek Hususlar
Kira Bedelinin Ödenmemesi TBK m. 315 İki haklı ihtar çekilmesi, ödemede temerrüt, 30 günlük süre tanınması
Mal Sahibinin Kendisi veya Yakın Akrabalarının İhtiyacı TBK m. 350 İhtiyacın gerçek ve samimi olması, en az 1 yıllık bekleme süresi, sözleşme bitiminden itibaren 1 ay içinde dava açılması
Kiralananın Yeniden İnşası veya Esaslı Onarımı TBK m. 350 İnşaatın zorunluluğunun belgelenmesi, kiracının kiralananı kullanmasının imkânsız olması
Yeni Malik Sebebiyle Tahliye TBK m. 351 Kiralananın yeni malikinin gereksinimi, mülkiyetin kazanılmasından itibaren 1 ay içinde bildirme ve 6 ay sonra dava açma
Kiralananın Sözleşmeye Aykırı Kullanımı TBK m. 316 Yazılı ihtara rağmen aykırı kullanımın devam etmesi, komşulara zarar verme
Belirli Süreli Sözleşmenin Süresinin Dolması TBK m. 347 On yıllık uzama süresi sonunda kiraya verenin bildirimi ile sözleşmenin sona ermesi
İki Yıllık Dönemi İzleyen Dönemde Dava Yoluyla Tahliye TBK m. 347 Belirli bir sebep göstermeksizin, iki yıl geçtikten sonra dava açma hakkı

Tahliye davalarında, her tahliye sebebine özgü yasal düzenlemeler ve prosedürler bulunmaktadır. Bu süreçlerin doğru yönetilmesi için uzman bir kira avukatının desteği önemlidir.

Tahliye davası açmadan önce, kiraya verenin izlemesi gereken adımlar vardır. İlk olarak, tahliye sebebine uygun bildirim veya ihtarların doğru şekilde yapılması gerekir. Örneğin, kira bedelinin ödenmemesi durumunda, kiraya veren iki kez haklı ihtar çekmelidir. İhtiyaç nedeniyle tahliye talep edilecekse, kira sözleşmesinin bitiminden en az on beş gün önce bu durum kiracıya bildirilmelidir. Bu bildirimlerin usulüne uygun olarak yapılması, dava sürecinin sağlıklı ilerlemesi açısından büyük önem taşır.

Tahliye davası, kiralananın bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesinde açılır. Dava açılırken, tahliye sebebini destekleyen tüm belgeler ve deliller dosyaya sunulmalıdır. Mahkeme, tarafları dinledikten ve delilleri değerlendirdikten sonra, tahliye talebinin haklılığına karar verirse, tahliye kararı verir. Karar, kiracıya tebliğ edilir ve belirli bir süre içinde taşınmazın boşaltılması istenir. Kiracının gönüllü olarak taşınmazı boşaltmaması durumunda, icra yoluyla tahliye süreci başlatılır.

Ankara’nın büyük bir şehir olması ve farklı sosyo-ekonomik özelliklere sahip bölgeleri barındırması, tahliye davalarının niteliğini ve sürecini etkileyebilir. Ankara Kira Avukatı, yerel mahkemelerin tahliye davalarındaki yaklaşımını ve emsal kararları takip ederek, müvekkili için en uygun stratejiyi belirler. Özellikle ihtiyaç nedeniyle açılan tahliye davalarında, ihtiyacın gerçekliği ve samimiyeti konusunda yerel mahkemelerin tutumu büyük önem taşır.

Sıkça Sorulan Sorular


Türk Borçlar Kanunu’nun 344. maddesi uyarınca, konut ve çatılı işyeri kiralarında kira artış oranı, bir önceki kira yılında Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi’ndeki (TÜFE) on iki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçemez. Bu oran, her ay TÜİK tarafından açıklanmakta ve resmi web sitesinde yayınlanmaktadır.

Örneğin, kira sözleşmenizin yenilenme tarihinde geçerli olan TÜFE on iki aylık ortalama değişim oranı %15 ise, kira artışınız bu oranı geçemez. Sözleşmede daha düşük bir oran belirlenmiş olması durumunda ise, o oran uygulanır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, sözleşmede kira artış oranına ilişkin bir hüküm bulunmasa bile, kiraya veren TÜFE oranında artış yapma hakkına sahiptir.

Ancak, 2020 yılından itibaren yürürlüğe giren kanuni düzenlemeler ile konut kiralarındaki artış oranları için dönemsel olarak farklı sınırlamalar getirilmiştir. Güncel yasal sınırlamaları öğrenmek için Ankara Kira Avukatı ile iletişime geçmeniz, haklarınızı korumanıza yardımcı olacaktır. Aşırı ve haksız kira artışlarına karşı, mahkemeye başvurarak kira bedelinin tespitini isteme hakkına sahipsiniz. Bu tür davalarda, rayiç bedelin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılır ve emsal kira bedelleri dikkate alınır.


Ev sahibiniz tarafından tahliye davası açıldığında, ilk yapmanız gereken dava dilekçesini ve eklerini dikkatle incelemektir. Tahliye sebebinin ne olduğunu anlamak, savunmanızı oluşturmada kritik öneme sahiptir. Örneğin, kira bedelini ödemediğiniz iddiasıyla açılan bir davada, ödeme yaptığınızı kanıtlayan belgelerinizi (dekont, makbuz vb.) toplamanız gerekir.

İkinci adım olarak, vakit kaybetmeden bir kira avukatına danışmalısınız. Mahkemenin belirlediği süre içinde yazılı bir cevap dilekçesi sunmanız gerektiğinden, avukatınız sizin için en güçlü savunmayı hazırlayacaktır. Savunmanızda, tahliye sebebinin geçersiz olduğunu veya yasal koşulların oluşmadığını kanıtlayan tüm delilleri sunmanız önemlidir.

Duruşma sürecinde, ev sahibinin iddialarına karşı etkin bir şekilde savunma yapabilmek için avukatınızla düzenli iletişim halinde olmalı ve tüm bilgi ve belgeleri paylaşmalısınız. Bazı durumlarda, karşı tarafla uzlaşma yoluna gitmek de bir seçenek olabilir. Örneğin, ek süre talep edebilir veya taşınma koşulları üzerinde anlaşabilirsiniz.

Dava sonucunda aleyhinize karar çıkması durumunda, kararın tebliğinden itibaren yasal süre içinde istinaf yoluna başvurma hakkınız bulunmaktadır. Ankara Kira Avukatı, tüm bu süreçlerde size rehberlik edecek ve haklarınızı en iyi şekilde savunacaktır. Kiracı olarak sahip olduğunuz yasal hakları bilmek ve doğru adımları atmak, tahliye davasının sonucunu önemli ölçüde etkileyebilir.


Depozito, kiralananın zarar görmesi veya kira borcunun ödenmemesi durumunda teminat olarak alınan bir bedeldir. Kira sözleşmesi sona erdiğinde, kiralanan uygun şekilde teslim edilmiş ve tüm borçlar ödenmiş ise, depozitonun iade edilmesi gerekir. Ancak, uygulamada depozito iadesi konusunda sıkça anlaşmazlıklar yaşanmaktadır.

Depozito iadesi sorunu yaşıyorsanız, ilk adım olarak ev sahibiyle yazılı iletişim kurmanız önerilir. Taşınma sırasında dairenin durumunu belgeleyen fotoğraflar çekmek ve bir tutanak hazırlamak, ileride yaşanabilecek anlaşmazlıklarda kanıt olarak kullanılabilir. Ev sahibinin, kiralananın durumu hakkındaki iddialarını değerlendirin ve gerçekten sizden kaynaklanan hasarlar varsa, bu konuda makul bir anlaşma yapmaya çalışın.

Uzlaşma sağlanamadığı durumlarda, depozitonun iadesi için yasal yollara başvurabilirsiniz. İlk olarak, noter aracılığıyla bir ihtarname göndererek, depozitonun belirli bir süre içinde iade edilmesini talep edebilirsiniz. Bu adım, ev sahibinin konuyu ciddiye almasını sağlayabilir. İhtarnameye rağmen iade gerçekleşmezse, hukuki süreç başlatılabilir.

Depozito iadesi için açılan davalar, genellikle sulh hukuk mahkemelerinde görülür. Ankara Kira Avukatı, depozitonuzun iadesi için gerekli hukuki desteği sağlayacak, dava dilekçesini hazırlayacak ve mahkeme sürecinde sizi temsil edecektir. Davanın kazanılması durumunda, depozito miktarı ve yasal faizi tahsil edilir. Ayrıca, dava için yapılan masrafların da karşı taraftan alınması mümkün olabilir. Depozito anlaşmazlıklarında erken hukuki destek almak, sürecin daha hızlı ve etkin çözümlenmesine yardımcı olur.


Kiralanan evdeki hasar ve onarımların sorumluluğu, Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre belirlenir. Kanun, büyük ve yapısal onarımları kiraya verenin, küçük onarımları ise kiracının sorumluluğuna bırakmıştır. Ancak, bu ayrımın her zaman net olmaması, anlaşmazlıklara yol açabilmektedir.

Kiraya verenin sorumluluğundaki onarımlar genellikle çatı, dış cephe, bina temeli, ana su ve elektrik tesisatı, kalorifer sistemi gibi yapısal ve büyük bakım-onarım işlerini kapsar. Kiracının kullanımından kaynaklanmayan ve doğal yıpranma veya eskime sonucu ortaya çıkan sorunlar da kiraya verenin sorumluluğundadır.

Kiracının sorumluluğundaki onarımlar ise, günlük kullanımdan kaynaklanan küçük bakım ve tamirlerdir. Musluk contalarının değiştirilmesi, sifon tamiri, kapı kolu veya menteşelerinin ayarlanması, ampul değişimi gibi işler bu kapsamda değerlendirilir. Ayrıca, kiracının kendi kusuruyla verdiği hasarların tamiri de kiracının sorumluluğundadır.

Kira sözleşmesinde, bakım ve onarım sorumluluklarına ilişkin özel düzenlemeler yapılabilir. Ancak, kanunun emredici hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla, bu düzenlemeler geçerli kabul edilir. Bir sorun ortaya çıktığında, ilk olarak kira sözleşmesindeki hükümlere bakılmalıdır. Anlaşmazlık durumunda, Ankara Kira Avukatı ile iletişime geçerek, hukuki durumunuzu değerlendirmeniz ve uygun adımları atmanız önerilir. Onarım gerektiren durumların zamanında bildirilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması, hem kiracı hem de kiraya veren için önemlidir. Gecikme sonucu oluşabilecek daha büyük hasarlar, sorumluluk kapsamını değiştirebilir.


Türk hukukunda kira sözleşmesinin yazılı yapılması bir geçerlilik şartı değildir. Sözlü olarak yapılan kira sözleşmeleri de hukuken geçerlidir. Dolayısıyla, yazılı bir kira sözleşmeniz olmasa bile, fiilen kiracı olarak oturduğunuz evde, kanundan doğan haklarınız bulunmaktadır.

Yazılı sözleşme olmaması durumunda, kira ilişkisi genellikle belirsiz süreli kabul edilir. Bu durumda, genel fesih kuralları uygulanır. Konut kiraları için fesih bildirim süresi üç ay, ticari kiralar için ise altı aydır. Ayrıca, kira artışı konusunda da yasal sınırlamalara tabisinizdir ve ev sahibi, TÜFE oranından fazla artış yapamaz.

Ancak, yazılı sözleşme olmaması, ispat açısından zorluklar yaratabilir. Özellikle kira bedeli, ödeme günü, kiralananın özellikleri gibi konularda anlaşmazlık çıkması durumunda, iddialarınızı kanıtlamak zorlaşabilir. Bu nedenle, kira ödemelerinizi banka havalesi ile yapmanız veya makbuz almanız, evinizin durumunu fotoğraflarla belgelemeniz ve ev sahibi ile yapılan yazışmaları saklamanız önerilir.

Yazılı sözleşme olmadan yaşanan anlaşmazlıklarda, Ankara Kira Avukatı ile iletişime geçerek hukuki durumunuzu değerlendirmeniz büyük önem taşır. Avukatınız, mevcut durumunuzu analiz ederek, haklarınızı korumak için en uygun hukuki adımları atmanıza yardımcı olacaktır. Ayrıca, ileride yaşanabilecek sorunları önlemek için, bir an önce yazılı bir kira sözleşmesi yapmanız veya mevcut sözlü anlaşmanızı yazılı hale getirmeniz tavsiye edilir.


Ticari kira sözleşmeleri, konut kiralarından farklı olarak, işyeri olarak kullanılan taşınmazlar için düzenlenen sözleşmelerdir. Bu sözleşmeler, Türk Borçlar Kanunu’nun 339 ve devamı maddelerinde düzenlenen “çatılı işyeri kiralarına” ilişkin hükümlere tabidir. Ticari kira sözleşmelerinin bazı önemli özellikleri şunlardır:

Ticari kira sözleşmelerinde, kira artış oranı taraflarca serbestçe belirlenebilir. Konut kiralarında olduğu gibi TÜFE oranı ile sınırlı değildir. Ancak, bu serbestlik, “aşırı ifa güçlüğü” veya “hakkın kötüye kullanılması” gibi durumlarla sınırlandırılabilir. Ticari kira sözleşmelerinde fesih bildirim süresi, konut kiralarına göre daha uzundur. Belirsiz süreli ticari kira sözleşmelerinde fesih bildirim süresi en az altı aydır. Belirli süreli sözleşmelerde ise, süre sonunda sözleşme kendiliğinden sona ermez, kiracı taşınmazı kullanmaya devam ederse, sözleşme belirsiz süreli hale gelir.

Ticari kira sözleşmelerinde, kiralananın kullanım amacı büyük önem taşır. İşyerinin hangi faaliyet için kullanılacağı, ne tür değişiklikler yapılabileceği ve rekabet yasağı gibi konuların açıkça belirtilmesi gerekir. Ayrıca, ticari kira sözleşmelerinde, kiracının alt kiraya verme ve sözleşmeyi devretme konularında daha geniş hakları vardır. Kiraya veren, işyeri kiralarında, haklı bir sebep olmadıkça, alt kira veya sözleşmenin devrine onay vermekten kaçınamaz.

Ticari kira sözleşmelerinin hazırlanması ve yönetimi, uzmanlık gerektiren bir konudur. Ankara Kira Avukatı, ticari kira sözleşmelerinin hazırlanması, incelenmesi ve uygulanması aşamalarında, işletmenizin hukuki güvenliğini sağlayacak profesyonel destek sunar. Özellikle Ankara’nın Kızılay, Çankaya, Ulus gibi ticari bölgelerinde yapılacak kira sözleşmelerinde, bölgesel uygulamaları ve emsal davaları göz önünde bulundurarak, en uygun sözleşme hükümlerinin belirlenmesine yardımcı olur.


Kira davalarında görevli mahkeme, dava türüne ve dava değerine göre değişiklik gösterir. Genel olarak, kira ilişkisinden doğan davalar, sulh hukuk mahkemelerinin görev alanına girer. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, kira sözleşmesinden kaynaklanan davalar, kiralananın teslimi, kira bedeli, kira artışı, tahliye gibi davalar sulh hukuk mahkemesinde görülür.

Ancak, kira sözleşmesinin geçerliliğine ilişkin davalar, kira ilişkisi dolayısıyla üçüncü kişilerin uğradığı zararların tazmini davaları ve kira hakkına ilişkin tescil davaları gibi bazı özel durumlar, asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girer. Ayrıca, tüketici sıfatıyla yapılan kira sözleşmelerinden doğan bazı uyuşmazlıklar, dava değerine göre tüketici hakem heyetleri veya tüketici mahkemelerinde görülebilir.

Yetkili mahkeme konusunda ise, genel kural, davalının ikametgâhı mahkemesidir. Ancak, kira sözleşmesinden doğan davalar için özel yetki kuralı uygulanır ve kiralananın bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Örneğin, tahliye davası açılacaksa, kiralanan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Kira alacağı davası ise, hem davalının ikametgâhı hem de kiralananın bulunduğu yer mahkemesinde açılabilir.

Kira davalarında doğru mahkemeyi seçmek, davanın hızlı ve etkin bir şekilde sonuçlanması açısından büyük önem taşır. Ankara Kira Avukatı, davanızın niteliğine ve konusuna göre, görevli ve yetkili mahkemeyi doğru şekilde belirleyerek, hukuki sürecin sorunsuz ilerlemesini sağlar. Özellikle Ankara gibi büyük bir şehirde, farklı bölgelerdeki mahkemelerin iş yükü ve yaklaşımları değişkenlik gösterebileceğinden, yerel deneyim büyük avantaj sağlar.


Ankara Kira Avukatı ücretleri, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Temel olarak, hizmetin niteliği ve kapsamı, avukatın deneyimi ve uzmanlığı, davanın karmaşıklığı ve gerektireceği emek, dava değeri gibi faktörler ücretin belirlenmesinde rol oynar. Ayrıca, her yıl Türkiye Barolar Birliği tarafından yayımlanan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” de, avukatlık ücretlerinin alt sınırını belirler.

Kira avukatlığı hizmetleri için ücretlendirme genellikle şu modellerden biriyle yapılır: Sabit ücret, verilen hizmetin türüne göre (sözleşme hazırlama, dava açma, icra takibi başlatma vb.) belirli bir ücretin ödenmesidir. Dava değerine endeksli ücret, özellikle alacak davalarında, dava konusu miktarın belirli bir yüzdesi olarak hesaplanır. Saatlik ücret ise, avukatın hizmet için harcadığı zamana göre ücretlendirilmesidir. Başarı primi ise, davanın kazanılması durumunda ek bir ücret ödenmesidir.

Avukatınızla yapacağınız ilk görüşmede, ücretlendirme konusunu netleştirmek ve yazılı bir anlaşma yapmak, ileride yaşanabilecek anlaşmazlıkları önlemek açısından önemlidir. Avukatlık ücreti dışında, dava harçları, bilirkişi ücretleri, keşif giderleri gibi yargılama giderleri de söz konusu olabilir. Bu giderlerin kimin tarafından karşılanacağı konusu da, anlaşmada açıkça belirtilmelidir.

Kira hukuku alanında uzmanlaşmış bir Ankara Kira Avukatı ile çalışmanın maliyeti, sağlayacağı hukuki güvence ve potansiyel kazanımlar düşünüldüğünde, genellikle makul bir yatırım olarak değerlendirilir. Özellikle yüksek değerli ticari kira sözleşmelerinde veya karmaşık hukuki sorunlarda, uzman bir avukatın desteği, çok daha büyük maddi kayıpların önlenmesini sağlayabilir. Birçok avukat, ilk görüşmeyi ücretsiz yaparak, müvekkilin durumunu değerlendirmekte ve ücretlendirme konusunda bilgi vermektedir.

Neden Ankara Kira Avukatı?

Kira hukuku alanında yaşanan anlaşmazlıklar, hem kiracılar hem de mal sahipleri için maddi ve manevi kayıplara yol açabilir. Karmaşık yasal düzenlemeler, sürekli değişen mevzuat ve içtihatlar, kira hukukunda uzman bir avukatın desteğini gerekli kılar. Ankara Kira Avukatı, kira sözleşmelerinin hazırlanması ve incelenmesinden, anlaşmazlıkların çözümüne ve dava süreçlerinin yönetilmesine kadar geniş bir yelpazede profesyonel hukuki destek sunar.

Ankara, Türkiye’nin başkenti ve önemli bir iş ve yaşam merkezi olarak, binlerce konut ve ticari kira ilişkisine ev sahipliği yapmaktadır. Şehrin farklı bölgelerindeki kira uygulamaları, yerel mahkemelerin yaklaşımları ve emsal kararlar, bölgeye özgü bir hukuki deneyim gerektirmektedir. Ankara’da faaliyet gösteren uzman bir kira avukatı, bu yerel bilgi birikimini ve tecrübeyi müvekkillerinin yararına kullanır.

Kira anlaşmazlıklarında erken aşamada hukuki destek almak, sorunların büyümeden çözülmesini ve gereksiz dava süreçlerinden kaçınılmasını sağlar. Özellikle kira sözleşmesinin hazırlanması veya incelenmesi aşamasında profesyonel destek almak, ileride yaşanabilecek birçok anlaşmazlığı önlemenin en etkili yoludur. Ankara Kira Avukatı, müvekkillerinin hukuki güvenliğini sağlamak için, her duruma özgü stratejiler geliştirir ve proaktif bir yaklaşım benimser.

Sonuç olarak, kira hukuku alanında yaşadığınız sorunların çözümünde veya potansiyel risklerin önlenmesinde, tecrübeli bir Ankara kira avukatının desteği, zamanınızı, paranızı ve huzurunuzu korumak için değerli bir yatırımdır. Her kira ilişkisi kendine özgü özellikler taşıdığından, sizin durumunuza özel hukuki çözümler sunacak bir avukatla çalışmak, en doğru tercih olacaktır.


ankara avukat
ankara avukat